"Sarışın kadın, sabah kahvesi içmeye gelen arkadaşına anlatmış:

"Yeni yılın ilk sabahı kalktım, moralim bozuktu şekerim. Başım ağrıyordu. Hem halime, hem de memleketin durumuna çok üzülüyor ve kendimi kötü hissediyordum. 100 aspirin içip intihar etmeye karar verdim…"
Arkadaşı korkuyla yerinden hoplamış:
"Aman Allahım! 100 aspirini içtin mi yoksa?"
Sarışın kadın:
"Hayır" demiş "İlk iki tane aspirini içtikten sonra kendimi 'çok iyi' hissetmeye başladım!"

Intiharın adını ittifak koydunuz yazık ettiniz…

Ittifak ile amaçlanan ne?

Millete "beka" hikâyesi anlatmayın. Bu aspirini millet yutmazsa ne olacak? Biz aslında ihtihar ettik ama bir kaç vekillik bize yetti mi diyeceksiniz?

Türk milliyetçiliği hareketi ile doku uyuşması imkânsız olan bir anlayış ile siz ancak intihar edersiniz. Eğer ölmeye cesaret edemezseniz iki aspirin iyi geldi diye kendinizi kurtarırsınız o kadar.

Ittifaktan beklentiniz ne?

Siyasi istikrar mı?

Bugün ile ittifak sonrası ne değişecek?

Şimdi ülkücü hareket mensupları bir maşa etrafında toplanıp biz nerede yanlış yaptık ve yapmaya devam ediyoruz diye düşünmeleri gerek. Ölümümüzü isteyenler bütün aspirinleri bizlere ikram ederken kendileri için iki aspirini yeterli görüyorlar ve bunun adına da " beka" diyorlar.

Siyaset baronları çok iyi bilirler ki siyasette hiç bir zaman 2 kere 2 dört etmeyebilir. Ittifak konusunda elbette kararı Türk milleti verecek. Bakalım hangi kanat daha verimli çalışacak!

Bu ittifak ile kim neyi planlıyor kim neyin hesabını yapıyor onu zaman gösterecek.

Bize düşen de bekleyip görmek.

Iki aspirin içip kendine gelenler sözümüz size değil…

Doğan Ay