Koalisyona yanaşmadığı için Bahçeli'yi bölücülükle, ırkçılıkla suçlayan Melih Altınok, şimdi ise Bahçeli'yi "devlet duruşuna sahip" diye övüyor. Bu nasıl bir komedidir. Bu nasıl bir ilkesizliktir.

Yandaş medyanın en yandaş yazarlarından, resmigeçit töreninde hazır olda duran askerlerin fotoğrafının altına İnstagram'da "N'aber asker, sanane" yazarak dalga geçip Türk ordusunu aşağılayan Melih Altınok son makalesinde Devlet Bahçeli'ye methiyeler düzdü.

Yanlış okumadınız. 1,5 yıl öncesine kadar iktidarın ve havuz medyasının hakaret ettiği Devlet Bahçeli şimdi havuz medyasının bilge lider ilan ettiği bir siyasetçi.

Makalenin konusu Devlet Bahçeli'nin son grup toplantısında Davutoğlu hakkında söylediklerine Davutoğlu'nun cevap vermesiyle alakalı. 7 Haziran seçimlerinde koalisyon kurmaya yanaşmadığı için Sayın Bahçeli'ye sorumsuz diyen Sayın Davutoğlu'na Melih Altınok şu başlıkla cevap veriyor:

"Keşke siz de Bahçeli gibi "sorumsuz" davransaydınız Ahmet Bey"

Ne günlere kaldık… Havuz medyası 1 yıl önce Başbakan olan Davutoğlu'na karşı Bahçeli'yi savunmaya başladı.

Makalenin içeriği başlığından daha trajikomik… Havuz medyasının derinlerinde yüzen Melih Altınok'a göre Bahçeli 7 Haziran seçimlerinde koalisyon kurmayarak en doğrusunu yapmış.

Eğer Bahçeli koalisyon kursaymış Türkiye 90 lı yıllardaki gibi koalisyon hükümetlerine geri dönermiş. Koalisyon hükümetiyle de PKK ile mücadele edilemezmiş, istikrar sağlanamazmış.

Basit, ilkokul düzeyinde yazılmış bir köşe yazısının içeriği kısaca böyle…

Arşiv asla unutmaz diye klişe bir söz vardır. Balık hafızalılar unutsa da arşiv asla unutmaz.

Bugün 7 Haziran seçimlerinde koalisyon kurmadığı için Sayın Bahçeli'ye teşekkür eden Melih Altınok, o dönemde de Bahçeli'nin duruşunu takdir ediyor muydu? Tabii ki Hayır.

26 Ağustos 2015 tarihinde Sabah gazetesinde yayınlanan "Dar alanda HDP-MHP paslaşması" başlıklı makalesinde Melih Altınok, Sayın Bahçeli hakkında şu cümleleri yazıyor:

"HDP'nin pragmatizmin sınırlarında gezen tavrı şaşırtıcı değil elbette. MHP ve CHP de "oynamıyorum" diyerek Türkiye halkına "seçime kadar bile istikrarı" çok gördüklerini ortaya koydular. Dikkat edin tüm partiler adeta evin küçük çocuğu gibi şımarıklığın konforunu yaşarken Ak Parti yine evin tüm sorumluluğunu üstlenmiş durumda.

Diğer partilere ana sütü gibi hak görülen siyasi hamleler, iş Ak Parti'ye gelince lüks sayılıyor. Bir düşünün ya Ahmet Davutoğlu da Kılıçdaroğlu ve Bahçeli gibi davransaydı? Bu iki lider gibi, tekrar seçimde HDP ile bir arada görünmenin riskini göze almayıp "ben de yokum" deseydi. Ne olurdu?
Ha sistem yine işlerdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan yine mutlaka bir formül geliştirir, seçim hükümetini kurmak için bir ismi görevlendirir ve ülke seçime bu kabineyle giderdi. Ama Davutoğlu yapmadı. Umarım Türkiye halkı diğerlerinin bunca şımarıklığının ve sorumsuzluğunun içinde "büyük çocuğun" bu kadirşinaslığının evin huzuru adına alınmış bir risk olduğunu görür. "

Şimdi "iyi ki koalisyon kurmadın" diye Bahçeli'ye teşekkür eden Melih Altınok, o günlerde Bahçeli'yi koalisyon kurmaya yanaşmadığı için HDP ile kol kola girmekle suçlayacak kadar ileri gidiyordu. Bugün yerden yere vurduğu Davutoğlu için ise "Evin sorumluluk sahibi abisi" diyordu.

Melih Altınok'un MHP yi koalisyon kurmadığı için HDP ile kol kola girmekle suçladığı tek köşe yazısı bu değil…

12 Eylül 2015 tarihinde yazdığı "Kan Kardeşler" başlıklı makalesinde bakın ne diyor:

"Biri öbürüne "bölücü," "hain" diyor. Diğeri de ona "ırkçı," "faşist." Ama hep kol kolalar. "Bölücü" seçimler öncesinde bir slogan buluyor, "Seni başkan yaptırmayacağız" diyor. "Faşist" hemen sahipleniyor, mitinglerinde bu sloganı attırıyor.

Hükümeti teröre karşı daha sert olmadığı için eleştiren "faşist," "bölücünün" mecliste iç güvenlik paketi oylanırken yaptığı "hayır" direnişine katılıyor. Biri bozkurt selamı vererek, diğeri ise zafer işareti yaparak, Molotoflu, silahlı göstericilere polisin etkin müdahale edebilmesini sağlayacak yasayı engellemeye çalışıyorlar."

MHP yi HDP ile gizli bir koalisyon kurmakla suçlayan Melih Altınok, makalesinin devamında MHP yi koalisyon kurmadığı için şu cümlelerle yerden yere vuruyor:

"Her zaman verdikleri poz bu denli kör gözüm parmağına olmasa da sonuçta asla birbirlerinin kuyruklarına basmıyorlar. "Irkçı" ülkeyi seçime götürecek bir koalisyon hükümetinde yer alma sorumluluğunu, partneri olacak partinin Kürtlerin demokratik haklarını iade etmesini gerekçe göstererek üstlenmiyor. Bu tavrıyla "hain" dediklerinin el mecbur seçim hükümetinde yer almasının önünü açtığını umursamıyor bile."

Koalisyona yanaşmadığı için Bahçeli'yi bölücülükle, ırkçılıkla suçlayan Melih Altınok, şimdi ise Bahçeli'yi "devlet duruşuna sahip" diye övüyor. Bu nasıl bir komedidir. Bu nasıl bir ilkesizliktir.

Melih Altınok'un geri dönüşleri insanın başını döndürüyor. Bir insan nasıl bu kadar dönebilir inanın aklım almıyor.

Bugün "iyi ki koalisyon kurulmadı, kurulsaydı güçsüz bir hükümet olurdu" diyen Melih Altınok'un 6 Temmuz 2015 tarihinde "Ciddi Ciddi Koalisyon Formülleri" başlıklı makalesinde yazdıklarını okuyunca çok şaşıracaksınız. İşte Melih Altınok'un "pes artık bu kadar da olmaz" dedirten yazısından bir bölüm:

"Erken seçim mi dediniz? Ne münasebet! Bir kez seçim yapılmıştır efendim. Ne öyle zırt pırt seçim falan? Ülkedeki büyük altyapı projelerine çivi bile çakamayacak, ekonomiyi tıkayacak, Çözüm Süreci'ni askıya alacak, Gülen çetesinin vesayet girişimiyle mücadeleyi savsaklayacak işlevsiz bir hükümet formülünün maliyeti bir şekilde tolere edilebilir. Ama yeni bir seçimin yükünü kaldırmaz değil mi bu millet.

…Halkımız sandık başına giderken arasında anlaşmış ve herkes partisine bir eksik oy vererek siyasilerimize "koalisyon kurun" mesajı vermiştir. Ağzını açınca "millet egemenliği" diyenler şimdi neden o milletin mesajına saygı duymamaktadır sizce?"

Gazeteciliği iktidarın açıklamalarına göre yapan, kalemini hükümetin tavrına göre oynatan, ilkesiz havuz medyasının acınası durumu işte budur. Dün koalisyon kurmadığı için bölücülükle, HDP ile kol kola girmekle suçladıkları Bahçeli'yi "İyi ki koalisyon kurmadın" diye övüyorlar.

Havuz medyasının bu trajikomik hallerine alıştık. Peki ya Sayın Devlet Bahçeli? Sizin içine düştüğünüz trajikomik durumun açıklaması nedir?

1 yıl öncesine kadar size söylemedikleri hakaret kalmayanlar şimdi yere göğe sığdıramıyorlar. Neden sizi övüyorlar biliyor musunuz?

MHP nin ideolojisini sevdiklerinden değil… 16 Nisan'da referandumda evet dediğiniz için sizi öve öve bitiremiyorlar.

Yüzünüze karşı övgü dolu sözler söyleyenler arkanızdan "Hem MHP'yi siyaseten bitirdik hem istediğimiz düzeni kurduk" diye seviniyorlar.

"MHP'nin ve üniter sistemin idam fermanını nasıl da kabul ettirdik" diye sizinle alay ediyorlar.

"AKP'nin övdüğünü partide tutmam" demiştiniz hatırlıyor musunuz? Şimdi sizi havuz medyası her gün övüyor. Ne yapmayı düşünüyorsunuz?

Sanmayın ki bu övgü dolu sözler ömür boyu sürecek. 2019 seçimlerinde Erdoğan tek adamlığını resmen ilan edip MHP meclis dışında kaldığı gün adınızı bile söyleyen olmayacak. Davutoğlu gibi unutulup gideceksiniz. Bir eski Başbakan'ı bile harcayanlar bir gün sizi de harcayacak.