MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, düzenlediği basın toplantısıyla 2019 seçimlerinde MHP'nin aday göstermeyeceğini ve Cumhurbaşkanı adayı olarak Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı destekleyeceklerini açıklayarak artık muhalefet partisi genel başkanı olmadığını resmen açıkladı.

Bahçeli'nin açıklamasına şaşırmadım. Beklenen bir açıklamaydı ama MHP ve ülkücü camia için üzüldüm. 2019 yılında 50. Yılını kutlayacak olan MHP, seçimlerde Cumhurbaşkanı adayı göstermeyecek, yani seçime girmeden iktidardan vazgeçecek.

Yeni sisteme göre iktidar demek Cumhurbaşkanlığı seçimi demektir. Çünkü yeni sistemde ülkeyi, parlamento ve siyasi partiler değil Cumhurbaşkanı seçilecek kişi yönetecek. Yani Bahçeli MHP'nin Cumhurbaşkanı adayı göstermeyeceğini açıklayarak şimdiden ülkenin yönetimine talip olmak gibi bir niyeti olmadığını açıklamıştır.

Peki, ama neden?

PKK'nın siyasi uzantısı HDP bile Cumhurbaşkanlığı seçiminde aday gösterecekken 50 yıllık geçmişi olan MHP neden aday göstermiyor?

Ülkücü hareket neden Bahçeli tarafından ısrarla iktidardan uzak tutulmaya çalışılıyor?

Aklı başında olan her milliyetçi bu soruları sormak zorundadır. Korkmayın lideri eleştirince Komünist ya da terörist olmazsınız. Akıl ve vicdan sahibi bir ülkücü olursunuz.

Şu soruyu önce kendinize sonra da Bahçeli'ye mutlaka sorunuz.

Vatan için ölmeye gelince en önde savaşa sürülen bizler neden iktidar olmaya gelince geri planda kalıyoruz?

Bu soruyu sorun, sorgulayın.

Yıllardır sizleri "Ülkücü hareketin amacı iktidar olmak değildir" diye uyutanlara bu soruyu sorun.

Ne demek ülkücü hareketin iktidar amacı yok? Tüm siyasi ideolojilerin amacında ülkeyi yönetmek vardır. Ülkücü hareketin de olmalıdır.

İktidar amacı olmayan bir siyasi hareketin başarılı olma şansı yoktur. Eğer milliyetçi bir Türkiye istiyorsak bunun yolu iktidar olmaktan geçer. Ülkenin yönetimini siyasal İslamcılara bırakıp sokakta Ölürüm Türkiye'm demekle, bozkurt işareti yapmakla bir yere varılmaz.

Yıllardır meydanlarda "Devletin başına Devlet gelecek" sloganı attıranlar şimdi ülkücü hareketi devletin başına Erdoğan'ı getirmek için oy vermeye zorluyorlar.

Bunun akılla, mantıkla, vicdanla bağdaşan bir yanı yok. MHP için utanç verici bir durumdur.

Teröristin bile aday olacağı bir seçimde ülkücü aday olmayacak. Bundan daha utanç verici bir durum olamaz.

Sayın Bahçeli'ye şu soruları sormak istiyorum.

16 Nisan referandumu öncesinde "2019 seçimlerinde ülkücü bir Cumhurbaşkanı olacak" diyen ve hayır oyu verenleri seçimleri kazanamayacaklarını bildikleri için hayır demekle suçlayan siz değil misiniz?

15 Temmuz'dan beri yaptığınız her şeyi devletin bekasına bağladınız. Bu seferki bahaneniz nedir? Eğer yine devletin bekası diyorsanız o zaman şu soruyu sorarım.

MHP'nin Cumhurbaşkanı adayı göstermesi devletin bekası için tehlikeli midir? Ülkücü hareketi devletin bekası için bir tehlike olarak mı görüyorsunuz?

20 yıldır size oy verenler "Devletin başına Devlet gelecek" diye slogan attılar. Neden kendiniz aday olarak yıllarca size destek verenlere en azından bir şans vermediniz?

Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın karşısına çıkacak cesaretiniz mi yok? Yoksa ülkücü harekette bir kişinin bile devleti Erdoğan'dan daha iyi yöneteceğine mi inanmıyorsunuz?

Davaya inanmak, nutuk atmakla, bozkurt işareti yapmakla olmaz. Davasına inanan adam seçimden kaçmaz. Hele bu kişi kendisine ülkücü hareketin lideri dedirtiyorsa ben aday göstermiyorum diyemez. Siyasal İslamcı bir partinin genel başkanını destekleyemez.

MHP, hiçbir dönemde bu kadar küçük düşürülmemiştir. 12 Eylül öncesinde bile MHP'nin söyleyecek sözü ve devleti yönetmekte bir iddiası vardı. Şimdi ise 2018 yılında darbe döneminde bile olmadığı kadar pasifleştirilmiş durumda.

Neden diye sorulduğunda ise cevap hazır: Devletin bekası ve lider diyorsa doğrudur.

Eğer mesele devletin bekasıysa o zaman MHP, devleti kurtarmak için ülkücü bir aday göstermelidir. Bu ülkeyi 15 yılda beka noktasına getiren Erdoğan'dır. Şimdi hangi akıl ve mantıkla devleti uçuruma sürükleyen kişiye devletin yönetimi tekrar verilecektir?

Eğer mesele lidere itaat ise Bahçeli'nin de bir insan olduğunu unutmayınız. Allahtan başka hiçbir varlığa körü körüne itaat edilmez. Sayın Bahçeli de tövbe hâşâ ne Allah'tır ne de peygamberdir. Hepimiz gibi hata yapan bir insandır ve bu yaptığı hareket hatadan öte ülkücü harekete yapılmış bir hakarettir.

Son olarak şunu söylemek istiyorum.

Türkiye Cumhuriyeti, Sayın Erdoğan'a mahkûm değildir. Bu ülkeyi Sayın Erdoğan kurmadı, o iktidardan gittikten sonra da yıkılmayacak.

Şayet bunun aksini düşünen biri varsa önce ben ülkücüyüm demeyi bıraksın sonra da AKP ye kaydını yaptırıp Sayın Erdoğan'a reis demeye başlasın.

Ne diyeyim referandum döneminde bizleri HDP ile kol kola girmekle suçlayanlar şimdi ülkücülüğe en ağır hakaretleri eden, Apo'ya Sayın, şehide kelle diyen, PKK ile çözüm sürecini yürüten Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı olması için çalışacaklar.

Allahın sopası yok mu desem yoksa Allah şaşırtıyor mu desem bilemedim. En iyisi son sözü Sayın Bahçeli söylesin. Sayın Bahçeli 8 Nisan 2014 tarihli MHP grup toplantısında kimin Cumhurbaşkanı olamayacağını şöyle açıklamıştır:

"Önce özerkliğe arkasından Kuzey Kürdistan'a açık kapı bırakandan Cumhurbaşkanı olamaz.

Türkiye'yi birbirine düşürmeye azmedenden toplumu kamplara ayırandan Cumhurbaşkanı olamaz.

Şehitlerin vebalini ve kanını taşıyan bebek katiliyle müzakere yapandan teröristlere kucak açandan Cumhurbaşkanı olmaz.

Vatanı bölme milleti 36'ya ayırma hedefinde olandan Cumhurbaşkanı olmaz. Twitter'ı engelleyen Youtube'u kapatan kişisel hak ve hürriyetleri budayandan Cumhurbaşkanı olmaz.

Hukuka saldırandan adaletten kaçandan rüşvetçilere ve hırsızlara kol kanat gerenden Cumhurbaşkanı olmaz.

Villalara balya balya dolar yığandan kamu arazilerini zimmetine geçirenden evdeki parayı sıfırlarken haysiyet ve inandırıcılığını da sıfıra düşürenden Cumhurbaşkanı olmaz.

TSK'ya kumpas kurandan başkomutan olmaz. Türklüğü reddeden, TC'yi silen milliyetçiliği ayaklar altına alan bir inkârcıdan Türkiye'ye Cumhurbaşkanı olmaz, olamaz ve olmayacaktır.

Kısacası iki yanlıştan bir doğru çıkmaz, tekeden süt sağılmaz, balda tuz bulunmaz, suda ateş yanmaz, Recep Tayyip Erdoğan'dan da Cumhurbaşkanı olmaz.

Siyasi görüşü ne olursa olsun, fikri aidiyeti, mezhebi ve yöresi ne olursa olsun, ister AKP'li, ister MHP'li, isterse de CHP'li olsun her vatan evladı Cumhurbaşkanı olabilir. Ne var ki Recep Tayyip Erdoğan olamaz, milletin terazisi bu sıkleti çekemez."