Ben Galatasaraylıyım. Galatasaraylı olmadan önce ise futbolseverim. Çocukluğumdan lise yıllarına kadar dişimi, kolumu kırana, bileğimdeki damarımı şakır şakır kanatacak şekilde yaralanana kadar top peşinde koştum. Sonrasında da hep ilgilendim, sanal ortamda futbol oyunlarını oynadım.

Güzel oynanan futbolu hep sevdim. Mesela Barcelona hiç de başarılı değilken de ben Barcelona hayranıydım. Yine kupa falan kazanamadığı hâlde Hollanda Milli Takımı'nı çok severdim.

Neyse, bunlar girizgahtı. Gelelim asıl meseleye.

Resimde gördüğünüz Kulüpler Birliği açıklamasına tamamen katıldığımı belirtmek isterim. Gerçekten hakemler hata yapabiliyorlar, VAR sistemine rağmen de hatalar maalesef devam ediyor. Keşke hiç hata olmasa.

Ancak bizim insanımızda öyle bir psikoloji var ki, 18 takımın 18'i de yöneticisiyle, teknik direktörüyle, taraftarıyla kendilerine haksızlık yapıldığını, önlerinin kesilmeye çalışıldığını iddia ediyor. Bütün takımlar diğer takımların ya da belli bir takımın kollandığını söylüyor.

18 takımın birden kendilerine haksızlık yapıldığını söylemesi zaten komik ve mantıksızken, bazen daha komik durumlar da oluyor. Mesela lig başında "hakemler hata yapabilir" diyenler, lig sonunda "hakemler bizi engelliyor" diyebiliyor. Tam tersi de oluyor tabii.

Yine mesela lig süresince birkaç takım değiştiren teknik direktörler olabiliyor. Bu teknik direktörler de hep eski takımlarında hem yeni takımlarında hakemlerden şikayet edebiliyor. Hangi takım engellenmeye çalışıyor anlayamıyoruz.

Ben elbette hakemler hata yapmaz demiyorum. Maalesef yapıyorlar ancak bu hataların kasıtlı ve planlı yapıldığına da pek inanmıyorum. Böyle maçlar belki çok azdır, diğerleri ise kötü yönetilen maçlardır. Aksi durumu savunmak içinden çıkılmaz bir durum yaratıyor.

Daha da önemlisi, hatta belki de en önemlisi "hakem tartışmak" bence bir tür "cambaza bak" oyunu oynamak gibidir. Oyunu oynatanlar kulüp yöneticileri ve teknik direktörler, cambaza bakanlar ise taraftarlar.

Kulüp yöneticisi iyi transfer yapamamış, kulübü borca sokmuş, batırmış, teknik direktör seçimi yanlış, futbolcular paralarını alamıyor ama o çıkıp hakemlerden şikayet ediyor. Hele o başkanlar yok mu? Avrupa'da kaç takımın başkanı tanınıyor ve maçtan sonra çıkıp açıklama yapıyor? Bunu bir düşünün ve sonra Avrupa'da neden başarılı olamadığımızı da düşünün.

Teknik direktör, kulübe sunduğu ve aldırdığı oyunculardan verim alamamış, kötü oyuncu seçimi yapmış, yanlış taktik uygulamış, maç kötü giderken müdahale edememiş veya yanlış bir oyuncu değişikliği yapmış ama o da hakeme çatıyor.

Böyle olunca da taraftar, yönetimi ve teknik direktörü (ya da oyuncuları) değil hakemleri suçluyor.

Aslında biz bu taktiği siyasetten de biliyoruz. Her görüşten, her partiden siyasilerimiz, kendi eksik ve hataları görülmesin ve eleştirilmesin diye çeşit çeşit düşmanlar, ötekiler, günah keçileri yaratırlar. Rakiplerinin bir hatasına bin katarak, "işte her şeyin sorumlusu bunlar" derler. Bazen de devreye dış güçler girer.

Sanırım bu Türkiye'nin ve Türk milletinin genel sorunu...

Çünkü Avrupa'da veya gelişmiş diğer ülkelerde ne siyasette ne de futbolda böyle bir mantık olduğunu sanmıyorum.