Artık neredeyse her gün vatan evlatlarını toprağa koyuyoruz, hatta daha yeni paşa, subay demeden 13 askeri evvela helikoptere sonra toprağa koyduk.

Son 15 yılda onları görmeye çok alıştık...

Bazen evdeki dantelli perdelere bürünür kefen şovu yaparlar,
bazen Şam'da Cuma namazı kılmak için emir beklerler,
bazen de atlarını Hollanda'ya sürmek için izin isterler.
Birçoğu ellerinde kılıçla ve tercihleri yeniçeri kıyafetiyle shoplanmış Osmanlı Arması önünde poz verir.
Veya sanal alemde havalı havalı yemin ederken videoları çıkar...

Görüntü Monty Phyton filmi kadar abes, ama takındıkları edaları, duruşları sanki Teşkilât-ı Mahsusa'nın yeniden dirilişi...

Lakin sadece bununla da kalmaz, devlet büyüklerinin boy gösterdiği yerlerde bunlar da vardır.

Yine yeniçeri kıyafetiyle...

Her ne kadar ben bu durumu ilk başta 'O mitingde şov yapan mehteran takımının devlet büyüğü ile hatıra resmi çekinmesi' olarak algılasam da, olayın ciddiyetini çok daha sonra anladım.

Referandum'da yurt dışında oylarını kullanmaya konsolosluklara o kıyafetlerle (ayaklarında ki Nike fena şekilde karizmayı çizse de) geldiklerini görünce ve gümrüklerde pasaport sırası bekleyen harem ağaları resimleri paylaşılmaya başladığından beri olayın ne kadar vahim boyutta olduğunu ancak anlayabildim.

Aslında hala inanmak, ihtimal vermek istemiyorum, ama sünnet kıyafeti söz konusu olamayacak kadar büyük 'insanlar'dan bahsediyoruz.

Bunların başka bir özelliği daha var...

Dediğim gibi bu dantelli kefen şövalyeleri ya emir bekler, ya izin ister, ya da '...iz'li, 'ız'lı cümleler kurarlar. Ama icraata gelince... Tısssss

Bu tipler Suriye'ye girmek için emir bekler, Suriye'ye Türk Askeri girer. Suriye'de Türk askeri şehit olur...

Suriye topraklarının yarısından fazlası Türk haritasına katıldığı için(!) bunu yadırgamazlar, ne de olsa askerlik yan gelip yatma yeri değildir. Ayrıca öyle birkaç Mehmet şehit oldu diye meclis toplamaya da gerek de yoktur.

Zaten bu Mehmetler de çok şımarık canım... Ne mutlu onlara ve ailelerine ki şehit oluyorlar, şehit ailesi oluyorlar... Şükretmeleri lazımken millette bir sürü ajitasyon. Onun için bunlara ara sıra hadlerini bildirmek lazım. Mesela gerekirse köprünün ortasına yatırıp kayışla güzel bir dayak atacaksın!... Öyle dünya alemin gözü önünde ki, kendilerini bir mok zannetmesinler! Aksi takdir de çok havalara giriyorlar, yok dünyanın en köklü ordusuymuşta, yok Mete Han'dan beriymişte...

Bak ne oldu? İki çöp kamyonu, bir vidanjör...
Eeee, öyle! Herkes haddini bilecek!

...Neyse, konu başka.

Başta dediğim gibi bu yeniçeri, sünnet çocuğu kılıklı arkadaşlara sıra gelmez. Ne de olsa alemde şer, Türk'te er tükenmez. Bunun verdiği rahatlıkla hafta sonundan beri bu arkadaşlar Katar konusunda duyarlılıklarını ifade eder oldular.

Efendim neymiş, Katar'ı savunmalıymışız.

Tabi bu ifadelerde ilk çoğul şahıs zamiri, yani 'BİZ', kullanıldığına bakmamak gerek. O biraz 'Ertuğrul, Diriliş'in' gazıyla, biraz da gidip savaşacak dötleri olmasa da ne kadar cesur yürek olduklarını ifade etmek için kullanılıyor. Mel Gibson halt etmiş yani, o biçim.

Aslında demek istenilen 'Türk Askeri Katar'a' girsin.

Yani tercüme edeyim: 'Biz gereken dersi veremedik, biraz da elin arabıyla jonny'si gerekeni yapsın...'

Ama Allah var, bazıları çok samimi. Öyle 'biz' diye de konuşmuyorlar. Doğrudan twitter'de anket açılmış. Türk askeri Katar için savaşmalı mıymış... Sanırsın ki, kendi bekaretini ebay'da açık artırıma sunmuş.

Yahu hemen kızmayın. Biliyorum hata bende ama ben Yeni Türkiye'ye henüz 'seccademi serdiğim her yer vatandır' diyebilecek kadar uyum sağlayamadım.

Ben hala eski, geri kafalıyım.

'Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır
Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır.

dememiş mi Mithat Cemal Kuntay?
Ben hala orada takılı kaldım işte.

Eeee, hal böyle olunca, ha Türk Kanını, Türk'ün şehadetini para karşılığı satmışsın, ha kendi namusunu?
Yalan mı?

Velev ki askerimiz Katar'da savaştı, ve diyelim ki, kazandık…
Suriye'nin yarısını kattığımız gibi Katar'ı da Türk haritasına katabilecek miyiz?
Yoksa bütün mesele 'dolarsa dolar, dolmazsa dolmaz' mı?  
Eğer dolmaysa, Katar'dan gelen dolmalar için savaşan şehit oluyor mu?
Aklımda deli sorular…

Öööööfff,.... ben bile kendimden korktum, siz takmayın beni, onlar haklı. Onlar modern çağı en geç Turgut Özal'ın 'Bir koyup üç alacağız'yla yakalamışlar. Ben yakalayamadım.

O günden beri koyduk,... bir koyduk,.... pir koyduk...

İlk olarak peşmergeyi yurda koyduk, ama o kadar eskiye gitmek istemiyorum.

Son 15 yılda, yani Yeni Türkiye'de
evvela başımıza çuval koyduk mesela.
sonra Oslo'da pkk'yı devletin muhatabı yerine koyduk,
sonra pkk'yı sınırdan içeri koyduk,
sonra milletin başına akil koyduk,
sonra silahları, bombaları toprağa koyduk,
sonra bilgisayarlara olmayan dosyaları koyduk,
sonra paşaları, subayları Silivri'ye koyduk,
sonra bebek katilini adam yerine koyduk,
sonra Suriye'de soydaşlarımızı ortaya koyduk,
sonra 3 milyon Suriyeli'yi aramıza koyduk,
sonra türbeyi bile başka yere koyduk,
başlangıçta sofraya maklube koyduk,
sonra milleti meydanlara demokrasiyi bekler koyduk...
vesaire derken, hukuk devletini rafa koyduk....

Koya, koya bi hal olduk!

Artık neredeyse her gün vatan evlatlarını toprağa koyuyoruz, hatta daha yeni paşa, subay demeden 13 askeri evvela helikoptere sonra toprağa koyduk.

Ama bu mehteran kılıklı arkadaşların umurunda değil. Değdi demek ki...

Çünkü Suriye topraklarının yarısından fazlasını haritamıza koyduk ya(!)...,
Şam'da Cuma namazını kıldık ya...

Harbiden değdi mi?
Değmiştir be, onlardan iyi bilecek değilim ya...
Ne de olsa bu arkadaşlar her şeyi biliyor, her şeye bir açıklamaları var.
Bir neyin oruç bozduğunu 1400 yıldır öğrenemediler, ama o da olacak!
Değerli hocalarımız her ramazanda can havliyle bunun için çalışıyorlar,...

Neyse;
Şimdi ancak Doha'da Bayram namazı yakışır. Sonra ver elini Kahire, ver elini Trablus... Aşağısı kesmez!

Heeeeyt, kim tutar lan bizi?!?....

Kolay mı öyle ecdadın torunlarıyla baş etmek?!!! Koduk mu görürsünüz haaaaaa! (Bunları yazarken bile tüylerim diken diken oluyor, kendimi tam bir 'Osmanlı Evladı' olarak hissediyorum, tutmayın lan beni!!!!)

Tabi bütün bunlar iyi, hoş da, yeter ki Allah ömür versin.

Yoksa bu sefer Allah mavi gözlü, sarı saçlı bir lütufta bulunur mu, onu bilemem...
Sonra biz bayram namazı kılamadan, bizim cenaze namazımızı kılarlar.

Gerçi; bizler ölürüz ama bu son 15 yılda ortaya çıkan 'türün' tükenmeyeceğinden eminim.

Çünkü Allah'ın hikmetinden sual olmuyor.

Mesela daha geçende okudum;

Deniz analarının hiç beyinleri olmamasına rağmen türleri 600 milyon yıldır gezegenimizde var olmayı başarabilmişler.


Mehmet Alp