Eğer ki gizli saklı bir yerlerde buluştuklarını duyarsa, dünyayı başlarına yıkar!

Başında kasketi, sırtında paltosu ve elinde tespihi, tam bir Karagümrük kabadayısı! Onun adı Devlet Baba.

19 yıldır hep bizi düşündü. Yani Balgat'ta ki odasına geçti, oturdu bizi düşündü!

Biz "Memleketin hali ne olacak" diye kaygılanırken, meraklanırken o bize Ferdi Tayfur'un sesiyle uzaklardan seslendi çok zaman. 

"Merak etmeee sen, Merak etmeee sen"

Zira Devlet Baba meraklanan, soran, sorgulayan insanlardan pek haz etmez.

O herkesin yerine düşünen insandır!

Ferdi'nin çilekeş sesiyle kahırlanıp memleket dertleriyle az mı dertlendi?

Az mı gözleri doldu çayını yudumlarken?

Evine "Püskevit" götüremeyen bir babanın çilesini omuzlarında hissetti kimi zaman ve "Baba benim neden püskevitim yok" diye feryat eden bir çocuğun gözyaşında buldu kendisini…

İşte Devlet Baba bu yüzden odasına pek kimseyi almaz, mecbur kalmadıkça kimseyle görüşmez.

Bu yüzden biz onun, bize ifadesizmiş gibi gelen mübarek yüzünü hep salıdan salıya gördük. 

Ağlamıyordu, gülmüyordu Devlet Baba!

O tüm duygularını odasında yaşıyor, odasından çıkarken hepsinin üzerine kilit vuruyordu.

​Devlet Baba kabadayılık raconu gereği gizli saklı işleri sevmez.

Mesela hükümet, teröristlerle çay kahve içip sohbet mi edecek, bu onunun gözlerinin önünde olmalı.

Eğer ki gizli saklı bir yerlerde buluştuklarını duyarsa, dünyayı başlarına yıkar! 

Sert adamdır Devlet Baba!

Allah şahit, Devlet Baba kendisini sevenlere karşı ŞEFKATİNİ hiçbir zaman esirgemedi. Kendisini sevenleri her zaman korudu. Koltuk verdi, makam verdi kimisine hayal bile edemeyeceği unvanlar verdi.

Partisinde kendisini sevmeyenlerde vardı tabi ki.

Bunlar nankör insanlardı.

Devlet Babayı en çok pasif olmakla, konuşmamakla suçluyorlardı. 

Sinir oluyordu Devlet Baba bu insanlara.

O neden konuşsundu? O konuştukça MHP oy kaybetmiyor muydu? MHP baraj altında mı kalsındı?

Son seçimde 10'a yakın konuşma yapmış iki milyon oy kaybetmemiş miydi? Hesaplandığında her konuşması yaklaşık iki yüz bin oy kaybına tekabül etmiyor muydu?

Bu muhalifler bu hesabı bile yapamayacak kadar cahil insanlardı işte.

Onun neden sustuğunu bile anlayamıyorlardı.

O partisini düşünüyordu!

Hem bu muhaliflerin Ocak'ta, Parti'de çayları, kahveleri mi eksikti. Ne istiyorlardı kendisinden.

Azla yetinmesini bilmeyen cezasını çeker elbet!

Devlet Baba bu nankör muhaliflere karşı insaflı olmadı. Gözünü kestirdiği muhalifi mahalleliye linç ettirdi, kimisini mahalleden sürdürdü.

Mahallede sükûneti sağlama konusunda Devlet Baba gerçekten hünerli adamdır.

İşte bizim Devlet Baba ile muhabbetimiz yıllarca böyle gitti.

Şimdi duydum ki, bir iki kişi değil mahalleli tümden isyan etmiş Devlet Baba'ya. Baskılarda sökmemiş bu defa. Yanında sadece bir iki iş ortağı ile yıllardır maaşını eksik etmediği bir iki yazarçizeri kalmış.

Bugün onların yazdıklarını okudum. Moralim bozuldu. Hiç birisi aldığı maaşı hak etmiyor. Resmen kazıklıyorlar Devlet Baba'yı!

Benim Devlet Baba'ya bir teklifim var;

Devlet Baba senin savunma işini bana bırak. İnan bana şu yazdığım metin bile senin maaş verip kalem oynattırdığın adamların yazdıklarından çok daha etkili ve mantıklı.

Hani diyorum giderayak bana da bir yararın olsa, benimde cebime üç beş kuruş girse fena mı olur?

Ne dersin?


Okan KİLİT