POZİTİF BİLİMLERİN FELSEFEYE YANSIMASINDA İKİ İSİM BİR KİTAP: MİLLET VE MİLLİYETÇİLİK / İSKENDER ÖKSÜZ & MİLAY KÖKTÜRK

"Dünyada iki tür nitelik vardır: verimlilik ve verimsizlik…
Ve iki tür insan vardır: verimli ve verimsiz…"

George Bernard SHAW

İnsan doğası gereği hayat bulduğu yeri ve zamanla da ötesini hep merak edegelmiştir. Evrende neler olup bittiğini, bunların içerdiği olayların ne olduğunu bilmek ve anlamak istemiştir. Sıradan insan, doğası gereği günlük yaşamını idame ettirecek ölçüde bilme ve anlama isteği içindedir. Bu faaliyet, çevresel ve içsel olabilir. Ancak insan, eğer bütün bunların üzerine bir de belirli konuların belirli amaçlara yönelik olarak uygun yöntemlerle sistematik şekilde ele alırsa ortaya faklı disiplinler çıkar. Bu amaca hizmet eden disiplinlerin tümüne kısa yoldan "(pozitif) bilim" denilebilir ve bilime ait disiplinlerin temelinde bir felsefe bulunmaktadır.

Devamını Oku

Vur vur inlesin- fikir, zikir dinlesin!

Madem bu kadar akıllısın, niçin hep aldanırsın?

Onlar… köpekleriyle birlikte yatarlar! Onlar… Fatiha okumayı bile bilmezler! Onlar… oyuna geldi, biz gelmedik! Oyunu boz liderimiz! Muhalifler hem FETÖcü, hem CIA'cı hem de SAVAK'cıdır; biraz da MOSSAD'cıdır! Madem muhaliftir, ya biri ya diğeri ya da birkaçıdır.

Saldırmadan önce, kendi fikrinizi söyleyin ki saldırınız bir zemine otursun. Nedir sizin fikriniz? Programınız nedir? Köpekleri odadan çıkarmak mı? Herkesi Fatiha tilavetiyle imtihan edip bilmeyenlere cebren ezberletmek mi?

Rahmetli babam ve arkadaşları, 1920'lerde, dokuz-on yaşlarındayken İkiçeşmelik'te, yani Müslüman İzmir'de, gerdikleri bir iple sokağı kapatıp geçmek isteyen çocuklardan Fatiha okumasını ister, okuyanları geçirir, okuyamayanları kovalarlarmış. Bundan yaklaşık bir asır sonra ülkemde entelektüel birikimin babamın dokuz yaşındaki fikir seviyesine gelmesinden mutluyum.

Devamını Oku

Ahlak gerekir mi?

Şahsî çıkar yerine ahlâkı, güven ve saygıyı tercih etmek, uzun vadede toplumları kalkındırıyor. Ancak bu bağlantıyı tek insanın öngörebilmesi mümkün değil.

Uzun vadede cemiyet kazanacak diye kısa vadede kişisel çıkarı ertelemek kendiliğinden gelişecek bir davranış mı?

Bir zamanların popüler kitabı "Duygusal Zekâ"da Daniel Goleman, kişisel hazzın ertelenmesini anlatır. Dört yaşında çocuklar birer birer deney odasına alınmakta, her birinin önüne bir şekerleme (marshmallow) bırakılmakta ve psikolog, "Ben dönene kadar bunu yemezsen sana daha bir avuç veriririm" deyip odayı terketmekte. Bazı çocuklar psikolog çıkar çıkmaz şekerlemeyi mideye indiriyor. Bir kısmı ise büyük eziyet çekse de ilerde gelecek bir avuç şeker için sabrediyor. Sabra yardımcı olacak davranışları gözlenmiş: Şekere değil de tavana, duvarlara bakmak. Kalkıp stres atmak için tepinmek. Deneye katılan çocuklar 14 yıl sonra bulunup incelenmiş. Hazzı erteleyenlerin tahsilde hayatında, hemen yiyenlere kıyasla fark attığı görülmüş.

Devamını Oku

Babana bile güvenmeyeceksin!

İnsan sermayesi, tek tek insanların üretim kapasitelerinin ölçüsüdür. Bir ülkede ortalama insan sermayesi 10 ise, bir milyon kişinin insan sermayesi on milyon olur. Sosyal sermaye böyle değil. Tek kişinin sosyal sermayesi her zaman sıfır. On milyon kişi de tek tek ele alındıklarında yine sıfır... Robinson Crusoe'nun sosyal sermayesi, Cuma ortaya çıkıncaya kadar sıfırdır. Cuma'nınki de öyle. Sosyal sermaye bir araya geldiklerinde doğuyor. Toplum sermayesi toplum varsa var.

Demokrasi mafya ahlak kalkınma sosyal sermaye

Devamını Oku

Sosyal Sermaye sebep mi sonuç mu?


Türkiye "az gelişmiş ülke" olduğunu galiba 1960 darbesinden sonra fark etti. O güne kadar kalkınmışlık, geri kalmışlık pek gündemde değildi. Darbeden sonra fikirlerimizin şirazesi çözüldü. Hani 1980 darbesinde her şeyden anlayıp her şeyin doğrusunu bilen yüce liderimiz Kenan Evren'in bize bol geldiğini söylediği anayasa işte o 27 Mayıs anayasasıdır. Bizler onun sağladığı fikir hürriyeti içinde geri kalmışlığımızı keşfettik.

Etilerden geri miyiz?

Sonradan batılılar daha politik olmaya karar verdi ve bize "geri kalmış" veya "az gelişmiş" yerine "gelişmekte olan" denmeğe başlandı… 60 sonrasının prenslerinden Atila Karaosmanoğlu, İtalya'yı yakalamamız için birkaç bin yıla ihtiyacımız olduğunu söylemişti ve bu pek hoşumuza gitmemişti.

O günlerde bir taksi şoförünün bana "yahu biz Etilerden de mi geriyiz?" diye sorduğunu hatırlıyorum. Bu kıyas Karaosmanoğlu'nun aklına gelmemişti zahir.

Devamını Oku

Giriş var, çıkış yok: İstakoz sepeti demokrasisi


Tabiat bilimlerinde kanunların sınırları ve şartları vardır. Su yüz derecede kaynar- ama basınç bir atmosfer ise. Yoksa Erzurum'da 94 derecede kaynar, düdüklü tencerede 125 derecede.

Toplum bilimlerinin kanunlarında sınırlar daha da karmaşıktır.

Toplum bilimlerinin kanunları öldürülebilir

Ekonominin temel kavramı piyasadır ve temel kanunları da piyasa hakkındadır. Fakat piyasa kutsal bir kimlik değil, istatistiğe dayanan bir sonuçtur. Piyasadan bahsedilebilmesi için birçok satıcının ve alıcının bulunması gerekir. Bir iş kolu cebren veya hile ile birkaç kişinin, meselâ bir mafyanın eline geçip tekelleşse, mafyadan başka iş yapmak isteyenler dövülse veya vurulsa, çete artık malı istediği fiyata satabilir. İstediği kadar kalitesizleştirebilir. Ekonominin temel kanunu öldürülmüştür. Bu yüzden en liberal ülkelerde bile tekelleşmeye karşı rekabet kurulları teşkil edilir, bunlar tekelleşme eğilimlerine müdahale eder.
Devamını Oku

İhtimal'le "Millet ve Milliyetçilik" üstüne sohbet

Milliyetçilik bitiyor mu başlıyor mu?

1-Kitabınız, son yıllarda, özellikle 1980 sonrası dönemi konu alan, millet ve milliyetçilik üzerine yapılmış en kapsamlı çalışma. Öncelikle böyle bir kitap fikri nasıl ortaya çıktı?

Bu sorunun iki cevabı var. Bizim felsefecilerin kullanmaya bayıldıkları kelimelerle "biri tikel, öbürü tümel". ("Tikel", "tümel" diyeceğimi söyleseler inanmazdım!)

Millî Düşünce Merkezi otuz temel kitapçık hazırlatıp yayınlamaya karar verdi. Sonra sosyal medyada çevremize bu otuz konu ne olmalıdır diye sorduk. Öyle bir ilgi ve teklif yağmuruyla karşılaştık ki planlanan kitap sayısı altmışı aştı. Bunlar 64 sayfalık (4 forma) kitapçıklar olacaktı. Bir hata yapıp milliyetçilik konusunu bana verdiler. 64 yerine 364 sayfa oldu!

Diğer sebep benim kendimi bildim bileli Millet ve Milliyetçilik kitabını yazmakta olmam. Tanıdığım Türkçü fikir adamlarıyla bütün konuşmalarım aslında bu kitabın yazılmasıydı. Sürekli kavramların yan yana konulması, sınanması, dünyanın gözlenmesi, sorular, problemler, çözümler, okumalar, hepsi hepsi… Galip Ağabey'in, Galip Erdem'in özel yeri vardır bu tarihçede.

İşte bu ikisi, biri uzun öbürü nispeten kısa geçmişli iki sebep birleşti ve ortaya Millet ve Milliyetçilik çıktı.

Devamını Oku

Geleceğimiz İçin Temiz Enerji

2016 YILINDA KÖHNE BİR TEKNOLOJİ İLE ÇOCUKLARIMIZIN GELECEĞİNİ MAHVETMEK ÜZEREYİZ

Üniversitede ilk iktisat dersimi asla unutmayacağım. Bu derste bize ilk öğretilen bir ülkenin en önemli ve en değerli sermayesinin

1) İnsan sermayesi
2) Tabiatı​

olduğu idi.

Devamını Oku

Telif Hakkı

© Mehmet Alp @ tahtapod.com | Tüm hakları saklıdır.

 Galeri

 Blog Takvimi

Lütfen takvim görünümü hazırlanırken bekleyin