Çok geç anladım, onların doğrusu siyasi çıkarlarına denk düşen laflarmış! Geç anladım, bu ülke de doğruluk kavramının içi çoktan boşaltılmış. Aramızdan göçüp giden 13 mücadele insanını yazmak için oturmuştum masaya. Oturdum amma nedendir, niçindir bilemem dünden bugüne geçen zaman canlandı gözümde…

İlk şiirimi yazdığım gün kendi kendime söz vermiştim.

- Ne olursa olsun her zaman doğruyu yazacağım.

Allah şahit ben bu işin bu kadar zor olacağını düşünmemiştim. Milletim doğrulara sahip çıkar sanmıştım.

Yanılmışım!

Yalan aldı başını yürüdü, doğruların ise ayağında ki çarığı bile aldılar.

Şu kalemi elime aldığım günden beri yediğim küfürün hatti hesabı yok.

Biliyorum, yaşamayanın inanması çok güç.

2012 yılında Antep bombalı saldırısında yanarak can veren 1 yaşında ki bebeğimiz Almina Aker'e yazdığım şiir için bile tonlarca küfür yedim.

Barış sürecini zedeliyormuşum!

Aynı kişiler beş yıl sonra beni "Başkanlığa Hayır" dediğim için PKK ile beraber hareket etmekle suçladı!

"Böyle barış olmaz, bu iş daha büyük savaş doğuracak" dedim "Kalemi kandan besleniyor" dediler.

" Saçmalamayın, bu komutanlar terörist olamaz, Orduya kumpas kuruluyor," dedim "Sende mi Ergenekon Terör Örgütü mensubusun" dediler.(Dün bize bunu söyleyenler, bugün "Şehit Songül Yakut'u FETÖ ordudan attırmış" diye yaygarayı basıyor. Siz o mahkemelerin savcısı değil miyidiniz?)

" Mesele Gezi Parkında ki iki ağaç değil, milyonlarca insan sokakta, istedikleri ne? Kulak verin" dedim "Terörü kışkırtan dış güçlerin piyonusun?" dediler.

" Bahçeli varken bunlar gitmez, önce Bahçeli gitmeli" dedim "Nasıl Bahçeli'ye karşı olursun FETÖ'cü müsün?" Dediler.

" Atatürk'ün Cumhuriyetinde problem yok, problem sizsiniz! Bu rezilliği "Evet" diyemem" dedim "PKK ile mi berabersin yazıklar olsun!" dediler.

Kendimi bildim bileli terörislikten bir türlü kurtulamadım.

Söylediklermin doğru olması, doğru çıkması neye yarar... Girişimin yasaklı olmadığı yer yok! Tehditler falan cabası…

Çok geç anladım, onların doğrusu siyasi çıkarlarına denk düşen laflarmış!

Geç anladım, bu ülke de doğruluk kavramının içi çoktan boşaltılmış.

Aramızdan göçüp giden 13 mücadele insanını yazmak için oturmuştum masaya.

Oturdum amma nedendir, niçindir bilemem dünden bugüne geçen zaman canlandı gözümde…

Sabahtan okudum, İzledim, gördüm, bölücü terör örgütünün basın yayın organları " Helikopteri biz düşürdük" diyorlar.

Kimisi FETÖ diyor, kimisi yüksek gerilim hattı.

"Bu facianın aslı astarı nedir?" bu defa sormayacağım beylere.

Çünkü biliyorum ki, sorsam, onlardan önce beynini siyasi partilerine satmış taraftarları üzerime atlayacak.

"Terör örgütlerini işi bile olsa devlet sırrıdır, terörün ekmeğine yağ sürüyorsun" diyecekler.

Evet, evet biliyorum yine beni terörist ilan edecekler.

Bizim oraların kendisine has kuralları vardır. Bu kuralları çocuk yaşta insana belletirler.

Mesela kadına ağlamayı yakıştırırlar ama erkeğe yakıştıramazlar.

O yüzden erkekler gözleri dolduğunda tavana bakarlar.

Bu defa yazı yazmak yerine uzun uzun tavana baktım ve bir avuç dua saldım gökyüzüne.

Doğruyu, yanlışı Allah biliyor.

Okan Kilit