Siz onların gerçekten "Birlik" istediğini mi sanıyorsunuz?

Onlar kutuplaşmadan beslenir.

Sen onlardan nefret edeceksin, onlar senden nefret edecek. Böylece kimse kimsenin aklını çelemeyecek.

Başka türlü kitlesini nasıl koruyabilir?!

Emin olun nefreti körükleyecekler.

Hiç düşünmediniz mi? AKP'nin bunca yanlışına rağmen büyük bir kesimden hala nasıl oy aldığını.

AKP'ye oy veren kitlenin büyük bir çoğunluğu, AKP'nin yanlışlarını görmediğinden değiiil, senden nefret ettiği için AKP'ye oy veriyor.

Yandaş kanalların yalan yanlış, iftira dolu haberleri ile nefreti veba virüsü gibi millete bu sebepten yaydılar?!

Unutma! Onların en büyük düşmanı senin birliğin.

Türklüğe ve Atatürk'e her daim saldıracaklar. Çünkü bu milleti bir mıknatıs gibibirbirine bağlayan bu iki değerdi.

Yalan mıyım?

Atatürk'ün "Ne Mutlu Türk'üm Diyene" şemsiyesinin altından çıktığımızdan beri başımız dertten kurtuldu mu?

​Kimisinin ağzında şöyle bir laf dolanıyor

- Dış güçler Erdoğan'ı devirmek için ülkeyi karıştırıyor. Cumhurbaşkanımıza sahip çıkalım.

Öyle bir şey yok kardeşim.

Dış güçler dediğin düşmanların, senin birliğinin bozulmasını bekliyordu ve bizzat başındakiler tarafından birliğin talan edildi. Şimdi de saldırıyorlar.

Açık söyleyeyim: Birliğimi talan edenlerin destekçileri ile bir birliktelik derdim yok benim. Asla çalmam kapılarını. Zira onların Yeni Türkiye'si denendi ve sonucu görüldü. Haklı haksız belli oldu. Yani "Birlik" isteyen gelip bizim kapımızı çalacak.

Söylemde "Birlik, eylemde "Nefret"! AKP siyaseti budur.

Rize'de Atatürk heykelinin kaldırılması bunun ispatıdır!

Şimdi karar senin kardeşim.

Ya birliğine kast edenler ile birlik olmaya devam edeceksin, ya da safını değiştireceksin ve "Ne Mutlu Türk'üm Diyene" şemsiyenin altına girerek, birlikteliğimiz için mücadele vereceksin.

Acele etmeee, hemen karar verme.

Önce onar, on beşer, hatta otuzar otuzar şehit düşenevlatlarının cenazelerini izle. İşte orada sır gibi gizli nefret siyasetinin sonucu.

İzle ve ondan sonra İstersen hala benden nefret etmeye devam et.

Gerisi sana kalmış...

Okan KİLİT