Mürekkep yazsa da hayallerimi
Mektupsuz bıraktı pullar Aslıhan.
Kıstırdı köşeye bülbüllerimi
Lâl edip bıraktı yıllar Aslıhan.

Bir gazel nârına sığdı ömrümüz
Dökülen yaprakta soldu ünümüz
Aslı'nın derdine yandı gönlümüz
Yandı köz, savruldu küller Aslıhan.

Sensizken sıfıra dayandı neşe
Mutsuzluk bir iken fırladı beşe
Çatladı dört duvar; kapı, menteşe
Sarardı perdeler, tüller Aslıhan.

Gün günü ürkütüp sardı korkuya
Bağladı zamanı hazin duyguya
Attığım adımı aldı sorguya
Çekti günahımı yollar Aslıhan.

Neyine kırk yıllık, efsunlu anı
Neyine korumak canı, cananı
Tersine çevirip kırdı fincanı
Yitirdi sırrını fallar Aslıhan.

Yönünü kaybeden dağlar, etekler
Çalıya çırpının hüznünü ekler
Sineğin yuvası oldu petekler
Arının yaptığı ballar Aslıhan.

Yürek ki maviye dalar, yakınır
Kıyının ufkundan yüzü okunur
Kırılmış kürekle suya dokunur
Kayıklar, sandallar, sallar Aslıhan.


ENGİN YEŞİLYURT