11 Şubat 2018 Pazar günü, PKK'nın siyasi uzantısı HDP'nin Ankara Spor Salonu'nda gerçekleştirilen 3. Olağan Kongresi'nde, Zeytin Dalı Harekatı aleyhinde sloganlar atılırken, "Yaşasın Afrin direnişi" şeklinde tezahüratlar yapıldı.

Devlete tehditler savurup, bölücü terör örgütünün elebaşı Aptulla Öcalan'a selam gönderdiler alkışlar arasında...

11 Şubat'ta 11 şehidimizin toprağa verildiği saatlerde ve başkentin göbeğinde oldu bunlar...

Hem de OHAL şartlarında yönetilen bir ülkede...

Bu cesaret, bu özgüven, bu pervasızlık nereden geliyor dersiniz?



Filistin'in sembol ismi ve "Kürdistan destekçisi" eski gerilla Leyla Halid'de onur konuğu olarak katıldı malum kongreye...

Şu Yaser Arafat'ın kurduğu ve 70'li yıllarca sol teröristlerimize kamplarında silahlı eğitim verip ülkemizin yangın yerine çevrilmesinde parmağı olan "Filistin Kurtuluş Örgütü"nün resmi temsilcisi olarak...

Hani şu İsrail'in kuruluş aşamasında dedeleri topraklarını zengin Yahudilere satmıştı, işte onların oğulları da ülkemizi kana bulayan Marksist-Leninist terör örgütlerine yardım ve yataklık yapmıştı.Torunları ise günümüzde HDP Kongresine katılıp manevi destek veriyor...

Kime karşı?

Türk'e karşı, Türkiye'ye karşı...



Aynı kongrede, tarzı farklı da olsa Milliliği şüphe götürmeyen Ümit Kocasakal'ın, CHP kongresinde malum kafadaki delege tarafından Genel Başkan Adayı gösterilmemesine sevinerek bunu tweetine dolayıp Kocasakal'ı faşistlikle ve Kürt düşmanlığı ile itham eden Sırrı Sakık'ın yanında, CHP Grup Başkan Vekili Engin Altay boy gösteriyor...

Kimse nezaket, mecburiyet vs kulpuna tutunmasın, elinde kalır...



Hele AKP'nin Ankara valisinin, İYİ PARTİ'ye vermediği salonu PKK'nın siyasi uzantısı olan HDP'ye verdiğini düşününce, bir zamanlar Ayn-el Arap yada güncel adıyla Kobani'de "Kardeşlik koridoru" açarak PYD/YPG/PKK adlı örgüte "Soluk borusu" olup Peşmerge'ye lahmacun ısmarladığımız günleri hatırlayıp ilginç denklemler yığınında buluyorsunuz kendinizi.

Bahçıvan, uşak, aşçı, şoför, hizmetçi...

Topluca hepsi...

Peki terörle mücadele?




Diğer tarafta da, Başbakan'ın katıldığı bir il kongresinde, "Başbakan bizi Afrin'e götür" diye nara atıyordu; ucuz, dökme/çıkmamefruşattan yapılmış iğreti kefenli, kuru kalabalıklar...

Alaycı bir üslupla, "Çıkışta hazır olun Afrin'e gidiyoruz" diyor; içi boş kalabalıkların Başbakanı'da...

E, böyle başa böyle tıraş tabi...



Oysa Afrin'e gitmeye ne hacet, zaten oraya giden gitmiş...

Gerçekten gitmek isteyenler de, ortalığı velveleye vermeden sessiz sadasız gidiyor zaten...

Hem orada verilmesi gereken mücadele, Mehmetçik eliyle en iyi şekilde veriliyor...



Dantelli arkadaşlar, kendi aralarında cepheye gitme mavrası yapmak yerine, bir koşu Ankara Spor Salonu'na dalsalardı da hep beraber; görseydik samimiyetlerini...

Ve bütün dünya öğrenseydi, dünya liderinin bağlılarının müthiş kahramanlığını...

Ama dantel nerde, yürek nerde?

Türk Ordusu Afrin'de canını dişine takıp büyük bir mücadele veriyor, bu operasyonu siyasete meze etmeyelim diyenlere sövmenin riski sıfır...



16.2.2018