"Sizleri Fatih'in İstanbul'u fethettiği ruhla selamlıyorum" diyerek başladığı konuşmayı "namazı dosdoğru kıl" diyerek bitirdi. Sayın Cumhurbaşkanı sadece Arif Nihat Asya ile kalmadı ve Necip Fazıl Kısakürek'ten de ekleme yapmayı unutmadı. 

Gençlere 600 yıllık kitapları, belgeleri okumaları gerektiğini vurgularken yabancı dil olarak sadece İngilizce değil Arapça gibi dillerin de öğrenilmelisini gerektiğini vurguladı.

Arapça mı öğrenilecek Arap harfleri mi?

600 yıllık belgeler Arapça yazılmadı bildiğimiz kadar. Arap harfleri kullanılarak yazıldı. Içinde Türkçe biraz Arapça biraz Farsça kelimeler bulunuyor o metinlerin. Yani o metinleri anlamak çözümlemek için sadece Arapça yetmez.

Yoksa Arapça öğrenin derken başka bir amaç mı var?

Ben buna pek ihtimal vermem. Ne de olsa Arif Nihat Asya gibi büyük Türkçü şairden alıntı gibi bir sözle başladı konuşma.

Esas konumuz ise Bayrak Şairini çağrıştıran sözleri sayın Cumhurbaşkanımızın.

Arif Nihat Asya katkısız Türk milliyetçiliği ile yoğrulmuş bir şair ve yazarımız.

" sana benim gözümle bakmayanın mezarını kazacağım" diyabilen bir Türkçü. "Türkçülük bölücülük" ise şimdi bu sözleri söyleyen şairimize de bölücü mü denebilecek?

Arif Nihat Asya bölücü şiirler yazmışsa Sayın Cumhurbaşkanımız bu şiirlerden niçin esinlenerek konuşuyor?

Konuşmamın bir yerinde Necip Fazıl Kısakürek'ten de vurgulama yaptı sayın Cumhurbaşkanı. Ona bir diyeceğim yok. Hayatı iniş çıkışlarla dolu Necip Fazıl belki durumu idare eder lakin Arif Nihat Asya için bu şekilde düşünmek şaire haksızlık olur.

Bayrak Siirinde şair

" yeryüzünde yer beğen söyle seni oraya dikeyim" derken galiba bölücülüğün zirvesine çıkmış oluyor.

Hazır bölücü bir şairden şiir okudunuz bari Türkçülük bölücülüktür sözünün de yanlış olduğunu söyleseydiniz.

Sayın Cumhurbaşkanımız konuşmamın bir yerinde "namazı dosdoğru kıl" dedi gençlere. Keşke dedim içimden keşke namazı dosdoğru kıl haram yeme haksızlık yapma torpil olmasın hayatınızda emeğinizle bir yerlere gelin diye de ekleseydi.

Evet gençler namazı dosdoğru kılın ama sakın unutmayın adaleti de dosdoğru tecelli ettirin.

Liyakati unutmayın bir yerlerde. "Işi ehline verin" buyurulmuştur bunu da unutmayın.

Şatafat içinde yaşamayın sakın. Komşunuz aç mı kontrol etmeyi de ihmal etmeyin arada.


Doğan Ay