AKP iktidara geldiği günden beri bir gün olsun ülke yönetiminde basiret göster(e)medi. Özellikle milli meselelerdeki her kritik olayda milleti rahatlatacak, kötü gidişe dur diyecek adımlar atması ve kararlar alması gerekirken olup biteni deyim yerindeyse adeta balkondan seyredip saçını taradı. Sürekli olarak Aldatma ve Kandırma Planları üzerinden yürüyen başarısı tescillenmiş algı operasyonları ile bugüne kadar ayakta kalmayı başardı. Ülkemiz ateş çemberinden geçerken, dışarda bir büyük devlet gibi aksiyon almaları gereken böyle kritik bir dönemde bütün bunları yapmak yerine iç siyasete yönelik, TEOG, üniversite sınavı, müftülere nikah kıyma yetkisi verilmesi, belediye başkanlarını görevden alma - ki bu da ayrı bir acziyet; seçimle gelen başkanlar suçlu iseler eğer haklarında işlem yapılması gerekir, değillerse görev sürelerinin dolmasını beklemek teamülü ortada dururken baskı yoluyla görevlerini bırakmaya zorlamak bu işin altında hiç de güzel şeylerin olmadığına delil değil de nedir - ya da sürekli olarak düşmanlar yaratıp haklarında olmadık yalan haberler yaymak yoluyla kamuoyu oluşturma operasyonları gırla gidiyor. Ekonomik manada zaten pek de iyi olmayan durumun giderek daha da kötüye döndüğü açıkça belli ki gizli, açık yürütülen yeni vergiler koyma ve olan vergileri artırma yoluna gitme çabalarından daha fazlasını gerektiriyor ama işleri rayına oturtacak o aklın çok uzun süredir çatlak sesler veren bu iktidarda olduğunu söylemek de pek mümkün değil kanaatimce. Demek ki artık yolun sonu görünüyor. Bana sorarsanız AKP için "üç mektup" yazma zamanı çoktan geldi de geçiyor bile.

     Aşağıdaki yazı 1 Kasım 2015 genel seçimlerinin hemen ertesi günü yazıldı. O günden bugüne geçen 2 yıllık süre haklılığımızı teyit etmeye yeter de artar bile. Şimdi artık bir umut bekliyoruz... Bitecek bu karanlık... Türkiye iyi olacak...

     Sevinin bugün diyorum,
     Sevinin bugün; çünkü yarın sevinmeye fırsat bulamayabilirsiniz. Seçiminiz bugün iktidar ile taçlandı ise sizden mutlusu yoktur, sevinmeye de hakkınız çoktur tamam. Lakin unutmayın her "seçiş" bir "vazgeçiş"tir aynı zamanda. Bu seçimle nelerden vazgeçtiğinizi idrak ettiğiniz gün üzüleceksiniz ama iş işten geçmiş olacak.
     On üç yıllık iktidarı boyunca Türkiye'de yarattığı tahribat ortada AKP'nin. Yaşanan rezaletler hep gözümüzün önünde gerçekleşti. Senin, benim, bizim varlığımızdı yandaşa peşkeş çekilen, yalakaların avucuna sıkıştırılan, milletimizin itibarı idi sıfırlanan, uğruna binlerce şehit verdiğimiz vatan topraklarıydı pazarlık konusu yapılan ve her şeyden önemlisi milli şuurumuz ve değerlerimiz ile dini kutsallarımızdı makaraya alınıp yok edilen.
Siz bütün bu garabeti görmediniz diye düşünmek istiyorum çünkü eğer gördüğünüz halde hâlâ eliniz AKP'ye oy vermeye vardıysa geleceğimiz adına ümitlerim ciddi oranda zayıflayacaktır. Çünkü o durumda:

* "Türk diye bir ırk yoktur" saçmalığını dayatanı,
* Her türlü milliyetçiliği ayaklar altına alanı,
* Anayasadan "Türk" kelimesini çıkaracak olanı,
* TC ibaresini her yerden söküp atanı,
* Milli şuuru ve değerlerimizi sıfırlayanı,
* Dini değerlerimizi kendi çıkarları doğrusunda yozlaştıranı,
* Allah(cc) ile aldatanı,
* "Bu Bakara iyi makara" diyecek kadar yozlaşanı,
* "PKK bir terör örgütü değildir" diyeni,
* "Türkler Ermeni soykırımı yapmıştır" iddiası olanı,
* "Analar ağlamasın" maskesiyle analarımızı ağlatanı,
* Anayasamızın ilk dört maddesini değiştirmeye kalkanı,
* Yüzümüze baka baka hırsızlık yapanı ve bu soygunları aklayanı, ve
* Bunlar gibi daha nice nice belayı başımıza saranı

bilerek ve isteyerek sahiplenmiş ve desteklemişsiniz demektir ki buna inanmama aklım ve gönlüm el vermiyor, mani oluyor. Farkında olmadığınızı düşünmek geleceğimiz adına daha ümitvar kılıyor beni.
     Mesele şu ki sizin seçiminiz bütün "Türk Milleti"ni etkilediği için banane diyemiyorum, gerçi öyle olmasaydı da sizin adınıza üzülür yine göz ardı edemezdim ya neyse.
     O yüzden sevinin bugün bütün varınızla, karanlığa doğru gidişimiz azaltmasın coşkunuzu. Yarın gülmek için zerre fırsat bulamayacağız bu gidişle.
İşte o gün gelip çattığında bizi boğmaya çalışan karanlığa, o karanlığı dayatan zalime ve onun bütün işbirlikçilerine karşı bir ve beraber karşı duracağız, yüreğimizle, sözümüzle, oyumuzla, kalemimizle.
     Şimdilik kaydıyla devam edin gülmeye, gülün gülebildiğiniz kadar, sevinin.
     Verdiğiniz oylarla zafer kazandınız; "sizi yok edecek zaferi" kutlayın.
     Zaferiniz kutlu olsun.
     Allah(cc) hayırlı gülmelerden ayırmasın cümlemizi.
     Amin…

Tunga Eralp