Dünyanın en kanlı diktatörü "Hitler'i Alman halkı diktatör yaptı" desem ne dersiniz?

"Nasıl yani" dediğinizi duyar gibiyim ama gerçek bu… Hitler'i Hitler yapan Alman halkıdır.

Diktatör deyince hepimizin aklına halkın korktuğu, nefret ettiği Tiranlar gelir ama gerçek tam tersidir.

Diktatörler, normal bir siyasetçiye göre halk tarafından daha çok sevilirler. Çünkü Diktatörler büyük kaos dönemlerinde ortaya çıkarlar ve karizmaları sayesinde toplumu kendilerine "Beklenen büyük kurtarıcı" imajı yaratarak bağlarlar.

Bu durumun gelişmişlik ya da çağdaşlıkla da çok ilgisi yoktur. 20. Yüzyılda Dünyayı kana bulayan Diktatörler geri kalmış Ortadoğu'dan değil çağdaş Batı'dan çıkmıştır.

Mussolini, Stalin, Hitler, Franco çağdaş Avrupa ülkelerinin diktatörleriydiler. O zaman şu soruyu soralım.

Diktatörleri ortaya çıkaran sebep nedir? Cevap: çaresizlik.

Bir millet çok büyük çaresizlik içindeyken eğer şanslıysa başına Atatürk gibi bir dahi gelir.Şanssızsa Hitler gibi bir diktatör gelir. Bu nedenle tarihte diktatörler ve dahiler nadir yetişirler. Bir milletten Atatürk'te bir kez yetişir. Hitler de…

Diktatörlerin genel yapısı hakkında bilgi verdikten sonra yazının başına geri dönelim. Hitler nasıl Diktatör oldu?

Hitler, 1920 lerde halkın ciddiye almadığı biriydi. Hatta bir suçluydu çünkü Münih'te başarısız bir darbe girişiminde bulundu. Hapisteyken "Mein Kampf" (Kavgam) kitabını yazdı. Kitap piyasaya çıktığında kimse ciddiye almadı. "Bir delinin saçmalıkları" diye alay edildi. Ancak alay edilen "Kavgam" kitabı Hitler iktidara geldikten sonra Nazi ideolojisinin temel kitabı oldu.

Hitler'in kaderi 1929 Dünya ekonomik buhranından sonra değişti. O güne kadar "deli, çılgın" diye dikkate alınmayan ve seçimlerde çok düşük oy alan Hitler'in coşkulu konuşmaları Alman halkının dikkatini çekmişti ve 1930 seçimlerinde vekil sayısını 12 den 107 ye çıkardı. Hitler 1930 seçimleriyle halk desteğini arkasına almıştı. İktidarının ayak sesleri duyulmaya başlamıştı.

1932 yılında yapılan Cumhurbaşkanlığı seçiminde Hindenburg'a kaybetmiş olsa da %37 oy alarak 1. Parti olduğu için Hindenburg tarafından Şansölye olarak atandı.

Ardından Hitler'e diktatörlüğün önünü açacak Reichstag yangını çıktı. Hitler yangının suçlusu olarak Komunistleri ilan etti ve tüm Komünist örgütleri, partileri kapattı. Yangından kısa süre sonra yapılan seçimlerde %43 oy olarak iktidarını sağlamlaştırdı.

Burada bir parantez açmak istiyorum. Bazıları Mart 1933 seçimlerinin bağımsız seçimler olmadığı için Hitler'in seçimle iktidara gelmediğini iddia ederler. Evet doğrudur. Mart 1933 seçimleri silahların gölgesinde yapılmıştır ama Hitler, seçimlere girmeden önce Alman halkından %37 oy alarak Şansölye atanan bir liderdi zaten.Mart 1933 seçimlerinin bağımsız olmaması Hitler'in Alman halkından %40'a yakın oy aldığı gerçeğini değiştirmez.

1933 seçimlerinden sonra meclisi yok sayacak ve kendisini diktatörlüğe taşıyacak yetki kanununu mecliste muhalefetin desteğiyle kabul ettirdi.

Çünkü Hitler her şeye rağmen mecliste çoğunluğu elde edememişti ve muhalefeti yetki kanununu sadece olağanüstü durumlarda kullanacağına inandırarak meclisten geçirdi. Yetki kanunuyla Hitler artık tek başına yasa çıkarma yetkisine sahipti.

Yetki kanunuyla devlet yönetimini tek başına ele geçirdikten sonra yaptığı reformları referandum yaparak Alman halkına onaylattı. Almanların %92'si Hitler'in kararlarını doğru buldu.

Alman halkı sadece Hitler'in kararlarına %92 ile destek vermedi. 1934 yılında Hindenburg'un ölümünden sonra Cumhurbaşkanlığıyla Şansölyeliği birleştirip Führer olma yasasını Alman halkına sordu. Almanların %89,93'ü Hitler'in "Führer" olmasını kabul etti.

Kısacası Hitler, Alman halkının milli iradesiyle "Führer" oldu. Çünkü halk fakirdi. Demokrasiden, hukuktan önce iş ekmek istiyordu ve Hitler'in büyük vaatleri Alman halkına umut veriyordu.

Almanlar Hitler'in bir çılgın olduğunu, hukukla demokrasiyle alakası olmadığını biliyorlardı. Bile bile oy verdiler. "Bizi refaha anca Hitler gibi bir çılgın ulaştırır" diyorlardı.

Hitler, Führerliğini ilan ettikten sonra Almanların %84'ü ya NSDAP (NAZI) partisine üye oldu. Ya NAZI partisini destekleyen sivil toplum kuruluşlarında görev aldı ya NAZI ideolojisinin taraftarı oldu.

Nasyonal Sosyalizm ideolojisiyle yetişen bir gençlik yaratıldı, muhalefet susturuldu.Hitler muhalifleri dışında Almanlara hayat mükemmeldi.

Gerçekte Hitler kendilerini zengin yapmamıştı ama fabrikalarda, yol çalışmalarında köle gibi çalışmak bile kendilerini mutlu ediyordu. Çünkü Hitler öncesi işsizlik %30'un üstündeydi.

Halk, her zaman Hitler öncesi dönemi hatırlayarak Hitler'e destek verdi. Onu bir kurtarıcı olarak görüyorlardı. Alman ordusu Normandiya'da bozguna uğrarken Almanlar kazanacaklarından emin bir şekilde tatillerini yapıyorlardı.

Hitler'in Almanların gözünde milli bir kahraman gibi görülmesinin nedenlerinden biri de Hitler'i "halkın adamı" olarak görmeleriydi. Çünkü Hitler kendini böyle gösteriyordu.

Özellikle iktidarının ilk yıllarında işçi sınıfının desteğini almak için işçilerin arasında konuşmalar yaparak kendisinin de bir zamanlar fakir olduğunu söylüyordu. Gerçekte ise Hitler hayatı boyunca fakir bir işçi olmamıştı.

Alman halkı çaresizlik içinde yaşadığı bir dönemde Hitler'i kurtarıcı olarak gördü. Ona sahip olmadığı vasıflar yükledi.

Gerçekte Hitler bu vasıfların hiçbirine sahip değildi. Cahil, eğitimsiz, derin düşünme yeteneğinden yoksun biriydi. Askerlik konusunda ise hiç bilgisi yoktu. Askerlik geçmişi sadece 1. Dünya savaşında Alman ordusunda onbaşılıktan ibaretti. En büyük yeteneği hatiplikti.

Sonuçta ne oldu?

Almanların ölümüne taptığı Hitler, 2. Dünya savaşı sonunda esir alınmamak için bir sığınakta intihar edip Almanlara ihanet etti. Savaşın faturasını ise Alman halkı ödedi.

BARIŞ ATAGÜN