Son bir hafta içinde Rize ve Ordu'da yaşanan sel felaketi sebebiyle bütün Rizeli ve Ordulu hemşerilerime ve ülkemize geçmiş diyorum.

Tanrı beterinden korusun…

Fakat bir Müslüm Gürses şarkısında söylendiği gibi "Kulu Günahkârsa Tanrı Ne Yapsın?"

Yani siz, maddi hırslarınız yüzünden ormanları katledin, dereleri küçücük kanallara hapsedip ayağa dikerek yataklarına yerleşim birimi kurun, bulduğunuz her dereye sıra sıra HES, aklınıza Fes kondurun, o çok övündüğünüz yol ve köprüleri, malzemeden çala çala üflesen yıkılacak şekilde yapın, kısacası tabiatın ırzına geçin; sonra yağmura, rüzgâra ve hâşâ Allah'a kusur bulun…

Oldu…

***

Elbette yukarıda saydığım sorunlar tek bir partiye mal edilemez, geçmişten beri bütün yönetimlerin vebali var.

Haliyle on yıllardır gelmiş geçmiş bütün hükümetler tarafından yapılmış yanlış imar uygulamaları ve çürük yapılaşma, maalesef son dönemde yaşanan iklim değişiklikleriyle beraber acı meyvelerini son yıllarda fazlasıyla vermeye başladı…

***

Geçen hafta Rize merkeze bağlı Muradiye beldesi Belediye Başkanı, sosyal medya hesabından, "Allah'ım yardım et, batıyoruz" diye paylaşım yapmıştı.

Sayın Başkan, Allah'ın doğa ile barışık, düzgün ve kaliteli hizmet yapması için kendisini görevlendirip Belediye Başkanı olmasını nasip ettiğinin idrakinde değil…

Şükür ki, Japonya gibi her gün defalarca sallanan bir deprem ülkesi değiliz. Bu kafa ile çoktan tarihe karışmış olurduk…

Sonuç olarak her felakette mutad olduğu üzere, bölgeye Kızılay ve AFAD ekipleri sevk edildi, Bakanlar çalışmaları yerinde izlemek üzere olay yerlerine hareket etti. Cumhurbaşkanımız, Valileri ve Belediye Başkanlarını arayıp geçmiş olsun dileklerinde bulunup zarar gören halkın yararlarının sarılacağını söyledi…

***

Önceki gün de, selden en çok zarar gören yerlerden olan Ordu Çaybaşı'nın Belediye Başkanı, ekiplerle birlikte sahada incelemelerde bulundu.

Can kaybının olmamasının tek tesellileri olduğunu ifade eden Yanık, "Çaybaşı tarihinde ilk defa camiyi bile su bastı. Selin vurduğu kısımlarda üst ve altyapı hiçbir şey kalmadı. Meteorolojiden aldığımız rakamlara göre metrekareye 120 kilogram yağış olduğunu söylüyorlar. Yenicuma Mahallesiyle bağlantı hattımız tamamen kesildi. Çok ciddi bir hasarımız var. Ciddi bir sel afeti yaşadık. Böyle tarifi yapılacak bir şey değil. Yaptığımız çalışmalar tamamen gitti. Yaklaşık 30 yıldır bu şekilde bir yağış görmedim." Şeklinde konuştu…

Demek ki 30 sene önce de bu şekilde yağıyormuş ama o zaman sel olmamış.

Şimdi Samsun'dan öteye, Doğu Karadeniz'e ulaşım sağlanamıyor…

Acaba niye?

***

Tamam, kabul edelim; İzmir'de yağmur ve sel olunca, onlar dinsiz CeHaPe'ye oy verdikleri için Allah tarafından cezalandırılıyorlar.

Muğla'da deprem olunca sahillerde ve otellerde günah işlendiği için Allah cezalandırıyordu.

Antalya derseniz, zaten Müslüman'dan fazla cenabet gezen ecnebi olduğu için sık sık sel ve hortuma maruz kalıyor.

Hatta askerlerimiz bile günahkâr ve İslâm düşmanı oldukları için Gölcük depreminde 7,2 ile cezalandırılmışlardı…

Peki, bu son haftada olanlara ne diyeceğiz, Rize mübarek topraklar değil miydi?

Ordu, her seçim yapıldığında yerli, milli ve Müslüman kardeşlerimize yüzde altmış ve üzerinde oy vermiyor muydu?


Allah, buraları niye komple çitileyerek yıkama gereği hissetti?


***

Çünkü Allah, Kuran'ı Kerim'inde işi arkadaşa, yandaşa, partidaşa verin demiyor. Ehline yani hakkıyla ve dürüstçe yapana verin diyor…

Ama ideolojik saplantılarımız sebebiyle, ilgili meslek odaları ile konunun uzmanlarının önerilerini umursamayıp, birikimlerinden yararlanmayıp ısrarla burnumuzun dikine gidiyoruz.

Bu gidişle her defasında sürtüle sürtüle burun kalmayacak ahalide…

Nihayetinde "Hüküm Allah'ındır" bunu hiç unutmayacağız. Ama bize düşen, O'nun verdiği aklı en iyi şekilde kullanıp çevre ile uyumlu, doğru ve kaliteli işler yapmamızdır.

Yani demem o ki,bu doğal afetler, o dini mesajları on kişiye sms olarak göndermediğimiz için olmuyor.

Aslında bütün bu afet görünümlü toplu cinayetler, baltayı sapı "odun" diye kendimizden bildiğimiz için başımıza geliyor…

Öyleyse tekrar soralım, "Kulu Günahkârsa Tanrı Ne Yapsın?"



10.08.2018