4.Ülkücülük ile Türk Milliyetçiliği arasında nasıl bir münasebet vardır?

Yakın tarihin Türk Milliyetçiliği'nde "ülkü", fikriyatın dayandığı ana sütunlardan biridir. Ziya Gökalp'de bunun adı "mefkûre"dir. Atsız'da "ülkü"dür. Bizim neslin yetişmesinin ana kitaplarından biri—birincisi— Atsız Beğ'in "Türk Ülküsü"dür. Ülkü kelimesinin bizim için değeri böyledir. 1965-67'lerde, fakültelerde adına öğrenci kulübü denilen dernekler kuruluyordu. Türk Milliyetçisi gençler de dernekleşmeye çalıştıkları sırada, kendilerine bir isim seçmeleri gerekti. Meselâ komünist-sosyalistler, "Fikir Kulübü" etiketini seçmişti. Bunlar sonradan "Fikir Kulüpleri Federasyonu", FKF adıyla birleşti, sonra da, Dev-Genç oldu. Adalet Partili gençler, Hür Düşünce Kulüpleri'nde teşkilatlanıp kendilerine "Hür-Genç" diyorlardı. Bu çerçevede bizim gençlerimizin fakültelerde kuracakları derneklerin adının "Ülkü Ocağı" olmasına karar verildi. Her fakülte ve yüksekokulda, bağımsız olarak "Ülkü Ocağı Öğrenci Derneği" kurdurduk ve teşkilâtı Türkiye çapında yaygınlaştırdık.

Bugün yaygın olarak kullanılan ülkücülük, ülkücüler ve benzeri sıfatlar o günlerin mirasıdır.

Türk Milliyetçiliği ile ülkücülük arasındaki münasebet nedir? Yakın ve kısa tarihçe açısından yukarıdaki gibidir. Başlangıçta kastedilen Türk Ülküsü idi ve muhakkak ki Turan bu ülküde ağırlıklı bir yere sahipti. Daha da geniş anlamda Türk Ülküsü, Türk cihan hâkimiyet mefkûresidir, kızıl elmadır. Ona hiçbir zaman ulaşılamaz ama onunla yönümüzü tayin ederiz. Ülkücülük, Türkün yücelme ve büyük hedeflere ulaşma davasıdır. Türk Milliyetçiliği dünya görüşünü hayata geçirme azim ve mücadelesinin adıdır. Fikir, Türk Milliyetçiliği, bu uğurda mücadelenin, hareketin adı da ülkücülüktür. Bu anlamda ülkücülük, siyasi bir mahiyet kazanmaktadır.

Ülkücülüğün bir ikinci anlamı, "idealist" kavramıyla ilişkisinden kaynaklanır. Bizim sözlüğümüzde idealist şahsî çıkarlarını ideali uğruna feda edendir.[1] Bunu Türk Milliyetçiliği Fikir Sistemi'ne oturtursak, milliyetçiyi iç içe mensup olduğu toplum birimleri arasında milleti tercih eden diye tarif ediyoruz. Fakat milliyetçilikte bu tercih genellikle büyük toplum birimleri arasında yapılıyor. Milliyetçi hepsini sevmekle birlikte milleti büyük toplum birimleri arasından tercih etmektedir. Ülkücü ise mensup olduğu küçük birimlerin yanında da milleti tercih ediyor. İdealist için millet, kendi çıkarlarının, ailesinin, akrabalarının çıkarlarının da üstündedir.

Bugün bu kavram çok karmaşık hâle getirildi. Türk Milliyetçiliği'ne karşı girişilen Siyasî Ümmetçilik saldırısı, "millet" ve "milliyetçi" kelimelerinin ümmet anlamına kullanarak nasıl saptırma gayreti içine girdiyse, ülkücü kelimesi de saldırıdan payını aldı. "Ülkücü olmak için Türk milliyetçisi olmak gerekmez" gibi saçmalıklar yazılıp çiziliyor. Önlem olarak ülkücülük sözünün her geçtiği yerde Türk sözünün de geçmesini garanti altına almalıyız. Ülkü, geçmişte de, şimdi de, gelecekte de Türk ülküsüdür. Her ülkücü Türk Milliyetçisi'dir. Diğer ifadesiyle ülkücülük, Türk Milliyetçiliğinin ayrılmaz bir parçası, tamamlayıcısıdır.

[1] Komünist terminolojideki idealist değil. Komünist anlayışta idealist, materyalistin antitezidir ve yanlış bir felsefî anlayıştır.